Kraven: The Hunter

İşte burada, bayanlar ve baylar - Sony'nin süper kahraman tabutundaki son çivi. Sony bunu biliyordu, dünyadaki herkes biliyordu ve bu yüzden şimdi bu sefil sinematik evrene kapağı atmaları şaşırtıcı değil. Bu kapağın altında, dipte yaşayan Avcı Kraven, bir şekilde hatırlanmak için çılgınca zirveye tırmanıyor, ancak oradaki yol imkansız. Tek amacı Örümcek Adam lisansını asla bırakmamak olan bu Örümcek Adam spinoff'u işte bu kadar yorgun ve ilhamsız.

Bu, film bir olay örgüsü yanılsaması yaratmak için mücadele ederken erken dönemde belirgindir ve filmin galasının neden tekrar tekrar ertelendiğini, filmin beş dakikasında filmin nasıl biteceğini fark ettiğinizde anlamaya başlarsınız. Madame Web gibi tutarsız değil, ama uykulu bir şekilde anlatılıyor. Parça -lanmış. Özensizce bir araya getirildi. Daha iyi bir yapı oluşturmak için hangi yeniden çekim sahnelerinin ve diyalogların yapıştırıldığını neredeyse belirleyebilirsiniz, ancak cephedeki çatlakları görebilirsiniz. Yorgun diyaloglardan, filmin o döneme ait diğer başarısız çizgi roman filmleriyle birlikte 2000'lerin başında vizyona girmesi gerekiyormuş gibi geliyor.

Kraven the Hunter, intikam, içinizdeki canavarı kucaklamak, köklerinize geri dönmek, hayvanların arkadaşı olduğunuz sürece insanları öldürmek sorun değil ya da bunun gibi bir şey hakkında baskısı tükenmiş bir çizgi roman sayfasıdır. Galiba. Olay örgüsü ve karakter motivasyonları o kadar zayıf ki, yorgun Noel alışverişi yapan sinema müdavimlerini orada burada uykuya dalmaktan suçlamıyorum çünkü bu aksiyon gerilim filminde asla gerçek sonuçlar veya önemli bir şey varmış gibi hissetmiyorum. Yani, yönetmen JC Chandor hangi çizgi roman tonunu istediğine asla karar veremez, bu da çoğunlukla sadece çirkin olan belirsiz bir karmaşaya neden olur. Bazen komik bir şekilde sinirli oluyor, ama her şey o kadar saçma ki gülümsemeyi bırakamıyorsun.

Aaron-Taylor Johnson'ın karın kaslarına kesinlikle peynir rendeleyebilirsiniz, ancak aktörün rolüne sunabileceği tek şey bu. Filmin yapmacık aksiyon sahneleri kadar cansız ve sinemaseverin karakter veya onun topal geçmişi hakkında daha fazla bilgi edinmek istemesine neden olacak hiçbir şey sunmuyor. Kraven, patlamış mısır kutusuyla birlikte atılabilen ucuz, atılabilir bir aksiyon kuklasıdır, çünkü ne olay örgüsünde ne de çoğunlukla sadece yapışkan yeşil ekran efektleri olan dişsiz aksiyon sahnelerinde akılda kalıcı hiçbir şey yoktur. Sanırım en çok Russell Crowe için üzülüyorum, o da bu kadar saçmalık seviyesine batmış.

Avcı Kraven, tamamen umutsuz Madame Web kadar komik olmayabilir, ancak çok uzakta değil ve Morbius'un kasıtsız meme potansiyeli sayesinde en azından eğlenceli olduğu yerde, Kraven boş kalorilerden başka bir şey sunmuyor. Festival sezonu için gerçekten akılsız bir şey istiyorsanız, Kraven muhtemelen kurtarmaya gelebilir, ancak aksi takdirde bu deforme olmuş canavarı sefaletinden kurtarın.